8 Ocak 2009 Perşembe

Enteresan bir sabah...yada "Var mısın? Yok musun?"

Günün çok enterasan bir gün olmayacağını biliyordum ancak bu sabah ofise gelip sabah kahvemi hazırlayana kadar epey enteresan olaylar oldu ve bu enteresan sabahı unutmamak için buraya yazmaya karar verdim...

Öncelikle gece 3 e kadar bugünlerde denizlide Olan Zeycan ile msnden konuştuk zaten hasta olduğum için artık uykusuluğa dayanamadım ve saati motosiklet ile işe gidebileceğim en geç saate 8.30 a ayarlayarak yattım. Alışkanlıktan 10 dk ertelediğim 2. alarmda 8.40 olan saate fal taşı şeklinde gözlerle bakarak yataktan fırladım ve ortalığı toparladım (eve çıktım beri geliştirdiğim bir alışkanlık dağınık bırakıp çıkmıyorum). Anında bir gün önce motorun zincirindeki arıza aklıma geldi ve zaten hasta olduğum için motorla gidemeyeceğimi fark ettim. Doğal olarak feci geç kalmış şekilde otobüse yürüdüm.

Haftanın uykusuzunu okuyarak kozyatağına kadar geldim ve kafam epey ağırdı. Üst geçidin merdivenlerini çıkarken benden 4-5 basamak yüksekte olan genç bir kadın dikkatimi çekti nedense. Daha önceden tanıdık gelen bir aurası vardı. Ayakkabılarından saçlarına kadar inceledim ve "bana göre ne kadar da ince giyinmiş?" diye düşünürken neredeyse bütün merdiven boyunca onu izlediğimi fark ettim. Auranın üzerine tam bu anda bir isim yapıştı Nilgün!. Nilgün eski nişanlımın İstanbul Üniv'den bölüm arkadaşıydı ve orada o saatte olması imkansız gibiydi.

Hala yüzüne bakmadığım için hızlanarak önüne geçtim ve tanımadığım bir kadını utandırmamak için göz ucuyla bakabildim. Evet yüzü iyice tanıdık geldi. Ancak Nilgün'ü neredeyse 7 aydır görmemiştim ve emin olamadım. 1-2 Adım atıp tekrar geri baktım tabi yine sadece 1 saniye için ve kuşkularım iyice pekişti.

Sonunda "aman ne olursa olsun" deyip arkamı döndüm. Nilgün olduğunu anlayınca "yok artık" dedim. Nilgün beni bir an tanımayarak afalladı ve " Ayberk?" dedi. "Ne işin var buralarda?" . Kendisine ve bu dönemdeki 1-2 sevgilisine defalarca nerde ne iş yaptığımı anlatmış olmama rağmen "E canım 4 senedir şu binada çalışıyorum ben." dedim.

Saate bakıp 9.40 olduğunu görünce alarmlar çaldı kafamda o da geç kaldığı için adımlarını uydurmakta zorlanmadı. Yürürken aklıma eski sevgilisinin bana bir arkadaş vasıtasıyla yolladığı selam geldi ve "Nilgünün arkadaşı Utku dersen tanır" şeklindeki selamı söyleyince onun da haberinin olduğunu öğrendim. "Arkadaşı ha?" gibi bir laf etti. "Biliyor musun biz onla epey sancılı ayrılmıştık" dedi ben de bunu bildiğimi söyleyince tam kendine yakışır bir laf etti. "Aaa sen ozamanlar var mıydın?" Bu laf günümü etti işte... " Var mıydım?" . Şu anda "Yok" muyum?. Bunları sesli söylediğimi farket medim ve Nilgün'ün kahkahasıyla fark ettim." Ahahah ay Ayberk" gibi lafları daha bitiremeden ayrılacağı yere geldi ve "Hadi görüşürüz" diyerek ayrıldı.

Her ilişkinin bir Kız tarafı ve Erkek tarafı var bunu anlarım ancak birgün bu çift ayrıldığında siz bir tarafta kalıyorsanız diğer taraf ile bağlantınız kesildiği için onu "YOK" sayabilir misiniz? Ben sayamam sanırım. Zira Utku ile ayrıldıktan sonra bile Utku benim için "YOK" olmamıştı...

Böyle sorular kafanızda dolanırken binanın girişinde ve 50 dk geç kalmış şekilde yöneticiniz ile karşılaşmak üstüne üstlük de şirket işi için ödünç aldığınız arabasını yanlış yere parkettiğiniz için kendisinin 5 dk önce azar işitmiş olması pastanın üstüne krema gibiymiş.

Hiç yorum yok: