30 Nisan 2009 Perşembe

Yörünge Gezgini

Hepimiz kendi Dünyamıza doğuyoruz. Yok hayır! "kendi benliğimiz dışındakiler sadece algımızın ürünüdür" klişesini yapmayacağım. "Yeni bir Dünya" olarak doğuyoruz demek istiyorum. Kendimize çok büyük görünürken evrende bir noktadan ibaret,içimiz yanarken dışımız dingin, bazen düz bazen de tersine dönüyoruz.

Evrenin muazzam uyumundaki yerimizi almak adına kendimize başka dünyalar arıyor, belli güneş sistemlerine dahil oluyoruz. Bizden önce orada olanları aile büyüklerimiz biliyor belki Güneş'e "baba" etrafımızda fır dönen Ay'a da "anne" diyoruz.

Uzun süredir etrafında döndüğüm bir başka Dünya'dan ayrıldığımdan beri sonunu göremediğim bir yolculuk içerisindeyim. Güneş'im söneli epey oluyor. Ay'ın da ilgisi devam etse bile artık etrafımda dönemeyecek kadar geride bıraktım. Serseri bir meteor gibi Evren'i arşınlıyorum diyebilirim.

Önceleri yeni dünyalar keşfetmek sadece ilgi çekiciyken, girip çıktığım her yörüngede gördüğüm güzellikler ile bitmek bilmez bir iştaha dönüştü bu arayış. Uzaktan çok parlak görünüp aslında sadece yansıtıcı olan Dünyalar, kendi halinde bir gezegen sandığım aslında başkalarının uydusu gök cisimleri gördüm bu yolculukta. Bu uyduların bazılarıyla kendi Dünyalarından habersiz münasebetlerim olmadı değil. Hatta bazılarını koparmayı bile denedim bencilce. Bazen çekimleri yetmedi yeni bulduğum Dünyalar'ın bazen de karanlık yüzleri itti beni. Bazen uzun zaman boşlukta kaldım bazen bir çok Dünyanın kesişen yörüngelerinde sekizler çizdim umarsız...

Her buldum sandığımda kopuyorum yörüngelerinden bu Dünyalar'ın ve gezinme yeniden başlıyor. Serseri meteor yörüngeleri gezmeye devam ediyor. Eğer evren gezgini bir meteorsanız sizi ancak Jonathan Livingston anlayabilir...

(Biterken Jefferson Airplane - White Rabbit çalıyordu)

22 Nisan 2009 Çarşamba

Sevmek ve Sevilmek... Değerimiz bilinerek

Sabah çok sevdiğim arkadaşlarımdan Esra bana Haşmet Babaoğlu'nun bir yazısını gönderdi. Sanırım ilişkilerle ilgili aklımdaki bir çok karmaşıklığa ışık tutuyor hatta analiz ediyor bu yazı...

9 Nisan 2009 Perşembe

Yeni Bir Başlangıç

Bu yılın Mayıs ayında tam 4 senedir motosiklet kullanıyor olacağım. Beni tanıyanların bildiği üzere bir seneden fazladır arazi motosikletleri kullanıyorum ve geçen yıl bir kaç yarışa bile katıldım.
Ancak yazın gelmesi ve elimde bulunan iki motosikletin de çok sevdiğim gezileri yapmaya müsait olmayışı oldukça canımı sıkıyordu. Derken bir teklifle tüm bunlar bir anda değişi verdiler. Bir kullanıcı arazi motosikletimi kendi 2004 Honda Transalp'i ile takas etmek istiyordu ancak arada ödemem gereken bir fark vardı.

O fark içinde elimden çıkarmak istediğim diğer ufak motosikletim olan XL200 e anlaştık ve bence oldukça keyifli bir takas işlemi gerçekleştirdik.

Bu yavru bir süre kahrımızı çekecek anlaşılan. Bir süre ufak tefek arazi gezilerinden mahrum kalacağım sanırım ancak hiç dert etmiyorum açıkçası. Zaten masrafını karşılayamıyordum...

Seviyorum Sevmiyorum...

Kaç yaprak var bilmiyorum
Ben seni,kopardım attım
Kendimi toparlıyorum
Var mı şimdi başka biri?
Onu bana benzettin mi?
Ne yaparsan o,ben olmaz
Parçaları sana uymaz

Kendimi bunun için mi yorucam ben?
Kalbimi bunun için mi kırıcam ben?
Hmhm haha,hmhm haha hmhmhaha

Yok ki senin bir yedeğin
Kötü kedi,Şerafettin!
Söyle nasıl kıydın bana
Hem canındım, hem ciğerin
Kendimi bulamıyorum
Geri,alamıyorum
Ben her gece rüyalarda
Hep sana hak,veriyorum

Kendimi bunun için mi yorucam ben?
Kalbimi bunun için mi kırıcam ben?
Hmhm haha hmhm haha hmhmhaha
Yok ki senin bir yedeğin